Kendimde yaşadığım bir takım sağlık sorunları sebebiyle yaptığım araştırmaların paylaşımıdır.
Umarım ben gibi herkes faydalanır.
BAŞLICA HASTALIK SEBEPLERİ
1.Fazla yemek:
Çok yemek yenildiği zaman midenin daha çok enzime İhtiyacı olur. Enzimleri yapmak vücut için çok güçtür ve kıymetli maddeler gerekir. Normal bir insan için 250 gr yemek yeterlidir. Bunu hazmettirmek için kalp hiç zorlanmadan rahat çalışır.2 kat yemek yenirse, kalbin yemeği hazım ettirmesi ve fazlalıkları çıkarttırması için4 kat daha fazla çalışması gerekir.Buda kalp için çok ağırdır. Mesela bir araba düzgün bir yolda hiç zorlanmadan harcadığı benzinin, taşlı, bozuk, dik yolda 2 katını harcar.
Mesafe aynı,amma harcadığı benzin farklıdır.Böyle zorlanarak devamlı çalışmasında motor harap olduğu gibi insanın kalbi devamlı ve çok çalışmaktan harap olur ve çabuk eskir. Genç insanlarda organlar kuvvetli olduğu için, yenilen yemekleri hazım edebilir ve fazlalıklarını çıkarabilir, fakat organların üzerine fazla yük olunca çok çalışmaktan çabuk eskir, kuvvetini kaybeder fazlalıklarını çıkaramaz, depo yapar vücut yağ ve kireç toplamaya başlar. Bir tip insan çok yemesine rağmen hep zayıf kalır ve bu durumlarının iyi olabileceğini düşünür, halbuki hal öyle değil Çok yiyip zayıf kalanlar çok yiyip şişmanlayanlardan daha kötü durumdadırlar.
Çünkü şişmanlar karışık ve yanlış yedikleri yemekten oluşan zehirlerin bir kısmını,vücut’un topladığı yağlarda depolayarak,bu zehirlerin organları tahrip etmesini kısmen önleyebilmekte, Ancak çok yiyerek ve zayıf kalırsa da zehirli maddeler sürekli içinde dolaşır,ve böylece damarlarda,eklemlerde,organlarda ve kaslarda depolama yapar.Bu insanlar genelde sinirli,sık hastalanan ve uyku bozukluğu yaşarlar.
2.Karışık yemekler:
Birbirine uygun olmayıp hazım için ayrı enzim isteyen yemekler karışarak hazım olunmaz çürür veya mayalanır. Örnek olarak karbonhidratlar ve proteinler birbirine zıt düşer,çünkü bunların parçalanabilmesi için her ikisinin ihtiyaç duyduğu enzimler birbirine zıt. Bu zıtlık her iki enzimin bir birini yok etmesini sağlayarak, hazmın gerçekleşmesini engeller ve böylece hazım yapılmayınca çürüme başlar.
Hazım olunamayan yemek, bağırsakta toplanır,ve zamanla bağırsağı genişleterek cepler oluşturur,ve bu ceplerin içinde dışkısal taşlar toplanır yıllarca orada saklanır.Böylece bağırsağın duvarları kanalizasyon boruları misali zehirli artıklarla kaplanır.Buna bağlı olarak bağırsak ağırlaşır, hareketi yavaşlar ve sonuçta kabızlık meydana gelir. Bu durumda vücudun intosikasyonu katastrofik şekilde büyür. Vücut çok halsiz kalarak yorulur, gaz, uyku meydana gelir. Çürümüş yemekler bağırsağı zehirleyerek kana karışır. Kandan bütün organlara ve hücrelere yayılarak onları zehirler ve hastalıklara yol açar. Çürümüş ve mayalanmış yemeklerden oluşan tuzlar vücut’ta kireçlenme yapar.
3.Çok sık yemek:
Yemeğin hazmını beklemeden bir şeyler yemektir.En hafif yemek 4 saat’te hazım olunabilir,yemeğin ağırlığına göre hazım süresi 6-10 saate kadar uzaya bilir. Bu zamandan önce bir şey yemeye başlayınca mide hazmını tamamen değiştirir ve midedeki diğer yemekler,karışık yemek gibi hazım olmadan çürümeye başlar ve hemen gaz ve şişkinlik oluşur.
4.Ters yemekler:
Proteinli yiyecekler,et,yumurta,peynir vs midede uzun zaman hazım olunur.Karbonhidratlar ise tatlılar beyaz undan yapılmış yemekler patates,süt,meyve vs midede çok durmadan bağırsağa geçerek hazımı orada tamamlar, su direk bağırsağa geçer. O yüzden önce su içmeli sonra meyve veya tatlı yenilmeli Sonra sebze ve proteinli yiyecekler yenilmeli Önce yemek yenilip,sonra meyve veya tatlı yenilirse, meyve hazım olmak için bağırsağa geçemez, mayalanır, bütün yemek bozulur, çok gaz olur. Sonra su veya çay içilirse, yemekten ayrılmadığı için mideyi genişletir ve hazmı zorlaştırır. Midede mayalanan veya çürümüş yemek helal olamaz.
5.Bekletilmiş eski,ısıtılmış ve hazır yiyecekler:
Taze sebze ve meyveler güneşten aldıkları enerji ile dopdoludur ve vucuda çok enerjı verirler ve hazımı kolaydır Pişirilince güneşten aldıkları enerjiyi tamamen kaybederler. Bu yemekler eskiyince (2 - 3 saat geçince) hiç bir enerjisi kalmaz toprak gibi olur. Eskimiş ve doğal olmayan hazır yiyeceklerin hazmı çok zor veya imkansız dır. Yemekler piştikten sonra soğuk olarak yenilebilir (et yumurta sebze yemekleri, tatlılar) Fakat fayda beklenilmemelidir. Beklemiş zeytinyağlı yemeği tekrar ısıtmak mümkün değildir. Mikro dalgalı fırında ısıtmak daha tehlikelidir. Mikro dalgalar fırın çalıştığı sürece dışarıya sızarlar ve insan vücuduna zarar verirler.
6.Zararlı düşünceler ve hareketler:
Zararlı düşünceler vücut’ta fazla miktarda hormonlar çıkarır. Bu hormonlar kana karışarak zararlı zehirler çıkmasına sebep olur. Bu zehirler beyindeki su havuzlarınıbulandırarak çok sinir yapar ve psikolojik ve diğer hastalıklara sebep olabilir. Sinirli olan insanlarda, karaciğer sertleşmesi, çeşitli kalp hastalıkları ve dalak hastalıkları meydana çıkmaya başlar.
7.Çiftçilikte kullanılan ilaçlar:(Hormonlar,suni gübreler, D.D.T,ve başka zehirli maddeler)
Bu ilaçlar ve D.D.T, kullanan insanların vücudunun hücrelerinde toplanarak bütün hayatı devamında etki yapıyor. Daha fazla karaciğer, yumurtalıklar, ve beyine zarar veriyor. Belki şimdi D.D.T kullanılmıyor fakat 35-40 yaşlarından sonraki insanlarda D.D.T den meydana gelen hastalıklar hala var. Çünkü önceden kullanılan D.D.T hiç bir şekilde etkisini kaybetmez bütün hayatı boyunca vücut onu çıkaramaz ve anneden çocuklara da süt ile geçer ve çocuklara zarar vermeye devam eder.
8.Ev temizliğinde kullanılan temizleyici ve deterjanlar:
Ev temizliğinde kullanılan deterjanlar,ne kadar mikroplara zarar verse akciğer, karaciğer, ve beyin dede aynı şekilde zarar verir. Bütün hastalıklara ayrıca mantara yol açar. Klorlu deterjanlar (Tuz ruhu, çamaşır suyu, kezzap) bağırsak kanserine ve ağır akciğer hastalıklarına sebep olur. Bu kimyasal maddeler nasıl vücudu yıpratır zarar verirse hastalıkları tedavi için kullanılan, bütün kimyasal ilaçlar ve haplarda (Ağrı kesici dahil) vücudu yıpratıyor ve zehirliyor.
Bu yanlışlıkların hastalıklara yol açmasının sebebi Bozulmuş çürümüş ve mayalanmış yemekler bağırsağa inince zehir kana karışır, organlar alarma geçer, ve vücudu korumak için bademcikler şişer, o zaman bademcikle mücadele ve onu aldırmak yanlışlık ve haksızlıktır zaten yemekleri düzeltince bademcik şişmesi olmaz.çürümüş yemekler bağırsağa inince,bağırsağın içindeki atrıkları zehirleri kana karıştırmadan çıkarma görevi yapan kılları çürütür.
Bal:
En güzel ve şifalı bal, donmuş olan baldır. (Taze ve hakiki bal 3 haftadan sonra donar.) Eritilmiş ve hiç donmayan bal şifa değildir. Bal yemek sünnettir ve şifalıdır. H.Ş. Peygamber efendimiz, “Her sabah bal şurubu içenler hasta olmaz" buyurmuştur. Balın fazlası da zararlıdır 1-3 çorba kaşığı günde yeter.
Meyveler ve sebzeler:
Çiğ olan sebze ve meyveler insanın beslenmesi için mükemmeldir ve yeterlidir. Bunların proteinleri aynen vücudun proteinleri gibidir, hazmı çok kolaydır. Meyve ve sebzeler içinde organik asitler vardır, vücut için temizleyici ve şifa vericidir. Bu organik asitler sadece çiğ olan sebze ve meyvelerde çok kıymetlidir. Mesela elma ve ıspanakta bu asitler çok kıymetlidir. Elma çiğ olarak veya sirkesi yapılarak tüketilirse vücut için çok şifalıdır.
Ispanak:
Çiğ olarak yenildiği zaman bütün vücudun kireçlerini temizleyicidir. Pişirildiği zaman vücut’ta şiddetli kireçleme yapar.
Süt:
Anne sütü iki yaşına kadar gerekli tek yemektir. Anne sütü olmazsa o zaman koyun veya keçi sütü insana inek sütünden daha uygundur. Bütün sütleri özellikle inek sütünü sağıldıktan sonra ılık içmek şifalıdır. Bekletilip ve kaynatıldıktan sonra içilirse yemek olur şifası olmaz.Pastörize sütlerin ise faydasından zararı daha çoktur, çünkü midede sütü hazım için sistem yoktur süt bağırsakta ve oradaki mikroplar ile hazım olunur. Eğer insan antibiyotik ile tedavi görmüş ise antibiyotik zararlılar ile beraber faydalı olan mikroları da öldürdüğü için süt hazım olunamaz.
Balgam, kireçleme ve bütün damarlarda tıkanıklığa sebep olur. Yinede pastörize içilmek istenirse zencefil ile kaynatılıp biraz ılıklaşınca bal ile karıştırılarak içmektir. Zencefil sütün hazmını kolaylaştırır. En güzel en sağlıklı olanı sütten yoğurt yapmaktır. Yoğurttaki mikroplar sütü hazmederek, mikroplarla hazım olunmuş süt yoğurt olur ve vücut onu çok rahat hazım eder. Yoğurt sütte bulunan bütün faydaları taşır ve zararlarını yok eder. Yoğurt bir gün sonra biraz ekşiyince yenilmelidir.
Mayalandıktan hemen sonra hiç ekşimeden yenilirse süt sonuna kadar hazım olunmadan yenilmiş olur.Kefir ve kültürmelk’te yoğurt gibi şifalıdır. Hatta kefir ve kültürmelk daha şifalıdır çünkü onlarda bağırsakta bulunan faydalı mikroplar daha fazladır. Sabahları aç karnına içilirse gazın yok olmasına ve bağırsakların çalışmasına yardımcı olur. Peynir yoğurtun suyu olamadıktan sonra yapılır. Yoğurtun en şifalı sıfatlarını kaybediyor hazmı en ağır kısmı kalıyor. Peynirin hazmını kolaylaştırmak için domates salata gibi şeyler yenilirse, bu sebzeler Hafif sular taşıdığı için peynirin hazmına yardımcı oluyor.
Limon:
Limonun suyu sıkılıp,suyla karıştırarak aç kamına içilirse çok büyük şifadır. Kan asidini yok ediyor bütün kireçleri eritiyor, taşları parçalayıp düşürüyor. Akciğerden balgamı çıkartıyor. Şeker veya tuzla yenilirse zehirdir.
Kavun:
Yemekten ayrı yalnız yenilirse şifadır. Yemekten öncede yenilebilir. Yemekten sonra yenilirse çok zarardır.
Domates:
Domates taze ve kabuklu yenilirse şifadır.İlaçsız ve tarladan yenildiğinde kansere karşıdır.Piştikten sonra bekletilerek yenilirse vücut’ta taş yapıyor.
Patates:
Çiğ ve kabuğuyla suyu sıkılıp, biraz su ile karıştırılarak içilirse bağırsak ve mide kanserlerine karşıdır. Kabuklu olarak haşlanır veya gözleme yapılırsa faydalıdır. Kabukları soyulupkavrulursa zarardır. Kalıntıları toplar damarlarda tıkanıklığa sebep olur, varis ve basur yapıyor.
Beyaz ekmek:
Beyaz undan yapılan bütün ekmeklerin hazmı ağırdır,kanda asit yapar, toplar damarda tıkanıklığa sebep olur (varis) mayalı olsa kat kat ağır ve zarardır, sıcak olsa tam zehirdir. Bütün hastalıkların meydana gelmesi için mayalı sıcak ekmek yeterlidir. Sağlıklı ve vücuda hayat veren ekmekler kepekli undan yapılan yufkalar veya naturel mayayla (ömer otundan) yapılan ekmeklerdir.
Bunlar yapılamazsa hamur turuşlada (ekşi hamur) yapılabilir, şimdiki normal hazır mayadan hamurdan bir parça ayırıp bir dahaki hamur yapılıncaya kadar saklanır. Tekrar hamur yapılacağı zaman maya olarak bu parça kullanılır, bu hamurdanda bir parça saklanıp tekrar hamur yapana kadar bekletilir o zaman zarar tam kaybolmaz fakat azalır. hamur turuşla yapılan hamur biraz geç kabarır.
Kızartılmış yağlar:
Yağ gliserin ve organik asitten oluşur. Yağ kızartıldığı zaman ve asit ayrılarak serbest kalıyor ve zehir oluyor. Karaciğer hastalıkları ve bağırsak kanserine sebep oluyor. Bütün kızartılmış yağlar kanserojendir.
Patates kabuğu ile kızartması hiç kullanılmamış yağda kızartılıp hiç bekletmeden bazen yenilebilir. 1.5 saatten sonra zehir oluyor. Kızartma yağları 1 defadan fazla kullanmak mümkün değildir.Kavrulmuş kuru yemişde zararlıdır çünkü kuru yemişlerin içinde bol yağ var kavrulduktan sonra kızartılıp bekletilmiş yağ gibi kanserojendir. Tuzlu olursa daha zarardır fakat taze tüketilen kuru yemiş vücud için hem çok faydalı hem şifalıdır.
Kavrulmuş kahvede kuru yemişler gibi en şiddetli kireç yapıcıdır. Taze kahve kullanılabilir (yeşil) veya taze kahve kavrulup öğütülür ve hiç bekletmeden kaynatılırsa içilebilir.Kahve içmek istiyenler taze kahve bile olsa yemekten önce ve yemekten sonra içmek mümkün değil, ayrı zamanda içilmelidir.Meyveler yemekten önce veya ayrı zamanda sebzeler yemekler ile yenilebilir. Sadece karpuz yemekten önce, sonra ve arasında yenilebilir.
Bütün sebze ve meyvelerimiz ve şekerle alerji yapabilir, sebze ve meyvelerin şifalı olması için karıştırmadan tek çeşit ve kesinlikle hiç birsey eklemeden (şeker, kaymak) yenilmelidir. Meyveler aynı cinsten olsa rengide benzese, mesela portakal, greyfurt,limon veya vişne ile kiraz gibi birlikte yenilebilir. Fakat aynı cinsten olup rengi farklı olsa biri beyaz biri kırmızı o zaman beraber karıştırarak yenilmemelidir, şişkinlik ve gaz yapar.
Anason:
Böbrek, mesane, rahim, karaciğer ve dalak tıkanıklıklarını açar. Baş ağrısı için 'çayı safravi hastalıklar için faydalıdır. Ezilmiş anason gül yağı ile dalak hastalıkları için iyidir. Hayzı söker, süt ve meniyi çoğaltıcı, zehin zararını gidericidir.
Hindistan cevizi:
Gözü, karaciğer, dalak ve mideyi kuvvetlendirici, idrar getirici, toplar damarları temizleyicidir.
Tarçın:
Göz perdelenmesi ve kararmasını giderici, nezleyi öksürüğü def edicidir. Yüzdeki siğillere, titremelere, baş ağrılarına faydası çoktur. Karaciğer tıkanıklığına,rahim ve böbrek hastalıklarına faydalı, her bozukluğu düzeltici ve kalbi açıcıdır.
Zencefil:
Karaciğere, mideye,bağırsağa çok faydalıdır. Devamlı zencefil kullananlarda kanser olma riski azdır. Bağırsak hastalığı olanların hepsi zencefil kullanmalıdır.
Keten tohumu:
Diş etlerindeki, yüzdeki, ses tellerindeki şişkinlikleri giderir, ses bozukluklarını anında yok eder. Böbrek ve mesane taşlarını düşürür. Meniyi çoğaltır, idrari çoğaltır, doğumu kolaylaştın ( tesiri şehvet i kamçılamaktır)
Kimyon:
İdrar zorluğunu giderir, gaz çıkmasına yardımcı olur, taşları düşürür ve yaralan yapıştırır.
Kereviz:
Karaciğer, böbreklere, dalağa, mesaneye faydalıdır. Kolestrol (kanın yağını) düşürür.
Badem:
İdrarı tutar, öksürüğü giderir, karaciğer ve dalak tıkanmalarını açar.
Kekik:
İdrar yollarına çok faydalıdır. Mideyi, gözü kuvvetlendiricidir.
Karanfil- Reyhan:
Kalbi kuvvetlendiricidir. Basuru giderir. Koklanırsa uyku getirir.
Kepek:
Yumuşatıcı ve temizleyicidir, bal ile beraber bağırsak problemlerini giderir. Dövülmüş badem ve bal ile boğaza ve öksürüğe çok faydalıdır. Sivilcelere ve saç dökülmelerine iyidir. Kırmızı pancar, havuç, elma rende yapılıp kepekle karıştırarak, zeytin yağı ve limon suyu eklenir. Bu salata kadınların güzelliği ve sıhhati için en güzel kahvaltıdır. Kan temizleyicidir.Yeşili çok idrar yapar.Ekşisi mideye iltihaplı hastalıklara faydalı, diabete ilaçtır. Tatlısı boğaz ve göğüs hastalıklarına iyidir. Ateşli hastalıklara ve her derde iyi gelir. Yemeklerin en güzelidir.
Buğday - Arpa:
Arpa suyu bal ile göğüs hastalıklarına, öksürüğe, yüz sivilcelerine, yaşlılara, ameliyat geçirenlere, kalp hastalarına ve bağırsağa çok iyidir. Çimlenmiş buğday ve arpa Bir miktar dövülmemiş buğday veya arpa yıkanıp,kırılmış olanlardan ayıklanır ve ıslatılır. 3 saat suyun içerisinde beklettikten sonra suyu süzülerek, üzerine ıslak bez kapatılır. Karanlık ve ılık yere koyulur. 24 saat sonra küçük filizleri çıkar, güzelce yıkanıp bal ile karıştırılarak 2-3 çorba kaşığı yenilir "kilo yaptığı için kilolu olanlara 1 çorba kaşığı yeterlidir.
Yalnız olarak,yemek yerine yenilmeli, yemekten öncede yenilebilir.Bütün ne hastalık olsa şifadır. Sinir sistemi hastalıklarına, bağırsağa, yaralara çok şifalıdır.(Filizleri daha büyük olana dek bekletilirse yemek zor olabilir.) 3 veya 5 gün bekletilerek filizleri uzatılmış buğdaylar eskimiş yaralar için mükemmel bir ilaçtır. Buğdaylar filizleri ile dövülüp beze sarılıp yara içine veya üzerine koyulur, günde 2-3 defa değiştirilmelidir.Buğdaylar ezilirken biraz ılık su ilave edilebilir. Buğdaylar (çimlenmiş ise) kullanılmadan önce muhakkak yıkanmalıdır. En eski yaralar kısa zamanda kapanıyor.
Sarımsak:
Kan temizleyici ve bütün hastalıkları yok edicidir. Kurtları döker ve bitleri öldürür. Günde 1-3 yutulması şartıyla.
İncir:
Bütün meyvelerin faydalarını içinde toplanmıştır. Kanı dondurucu, kan eritici, balgam sökücüdür. Yaraları iyileştirir,yemek borularını açar ve boşaltır, bütün hastalıklara şifadır. Elma sirkesi içerisinde sulandırılmış 3 er incir (taze veya kuru) yiyen ateşli hastalıklardan kurtulur, safradan zarar görmez. Karaciğer, dalak, böbrek, mesane tıkanıklıklarını açar.
Eşsiz ilaçlar:
İncir, sarımsak, tarçın, anason, zencefil, keten tohumu, elma sirkesi, zeytin yağı, limon, nar, patates suyu, çimlenmiş buğday, çörek otu, misvak, Sinameki, Kimyon bütün hastalıklar için eşsiz ilaçlardır. Her evde bulunmalıdır.
Limon ve gliserinli ilaç:
Orta boy 1 limon iyice yıkanıp yeni kaynatılmış sıcak suyun içerisine batırılarak 5 dakika bekletilir. Kabukları ile beraber, tahta çatalla ezilir veya robotta ezilir. Aynı miktar bal ile ve 100 gr gliserin ile (eczanede bulunur). Bebekler için 1 çay kaşıktan 2-3 defa, küçük çocuklar için 1 tatlı kaşığı 2-3 defa, karıştırılır büyükler 1 çorba kaşığı, aç karnına öksürük bitene kadar yutulur. Çok güzel balgam sökücüdür.
Elma sirkesi:
Elmalar kabukları ile güzelce yıkandıktan sonra doğranır sadece çekirdekleri alınır Cam kavanozun yarısına kadar. doldurulur üzerine 1-2 parmak geçecek kadar su doldurulur. Bir kaşık maya olarak elma sirkesi konulur. Daha keskin olması istenirse 1 litre sirkeye 1 yemek kaşığı bal konulur.Ağzı kapatılıp güneş ışığı görmeyecek bir yere koyulur (tezgah altları olabilir) sadece haftada bir gün açılarak üzerinde mantar olmuşsa alınır.
Sirke kokusu gelip olmaya başladığı zaman süzülür, yani elmaları çıkartılır daha keskin istenirse biraz daha bal ilave edilir. Maya koyulan sirke 40 günde, maya koyulmadan yapılan 2 ayda olur. Elmaların tüm artıkları sirke için kullanılabilir. Ne kadar çok kabuk olursa sirke için iyidir.
çok güzel bir paylaşım olmuş. gıda mühendisi olarak da çok beğendim :) hemen ben de koydum bloga :D ellerine sağlık :))
YanıtlaSilSevgiler
Hani derler ya yaşayan bilir diye.. Şu sıra bir bakteriden çok çekiyorum malesef :( O sebeple de doğru bildiğim yanlışlara kökten çözüm ararken bu bilgilerle karşılaştım :) Şu an çok daha sağlıklıyım :) Çok daha doğru besleniyorum ;) Blog paylaşımınız için de teşekkür ederim :)
SilÇok faydalı bir paylaşım olmuş :) Emeğinize sağlık. Bloğunuzu takibe aldım bana da beklerim. Sevgiler
YanıtlaSilÖnemli ve faydalı bilgilerle dopdolu harika paylaşım için teşekkürler:) Elinize emeğinize sağlık:)
YanıtlaSilSevgiler....
Harika .. Çoğunu biliyordum ama derli toplu bir arada görmek çok iyi oldu. Çok geçmiş olsun ve teşekkürler paylaşımınız için.
YanıtlaSil