patlıcan
kahve
yumurta sarısı
aşırı tatlı tüketimi
kafeinli içecekler
günde iki bardaktan fazla siyah çay
boyar madde içerikli içecekler ve şekerlemeler
kızartmalar (et veya sebze)
yağlı balık
fındık
ceviz
tüketiminin alerjiyi tetikleyebileceğini unutmayınız. Alerjiye yatkınlığı olanların bu besinlere karşı ölçülü olmaları önerilir.
1) Evde kullanılan temizlik malzemelerinden, parkelerden, yağlı boyalardan, mobilyalardan buharlaşarak yaşadığı ortamın havasına karışan kimyasallar, insana solunum yoluyla dönen zehirlerdir. Bu nedenle yaşadığınız ortamları sık sık havalandırınız. Özellikle temizlik yapılan günlerde daha çok havalandırınız.
2) Sık sık kilo alıp vermek organlara en fazla zarar verme şeklidir. Kilo vermeye başlayan insan, öncelikle yağ yakıyor demektir. Kabaca, vücuttaki yağ eriyor demektir. Kişi zayıflamaya başlayınca, yağ dokusunda depolanmış olan zehirli kimyasallar serbest hale geçecektir. Kan dolaşımı üzerinden bütün vücudun organlarına dağılacaktır. Dolayısıyla yağ dokusunda depolanmış ve sakin sakin bekleyen zehirli kimyasallar harekete geçerek bir taraftan kan hücrelerini diğer taraftan da organları olumsuz etkileyerek değişik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
3) Toksin atıcı kürü uygulamadan önce, kullanılacak lahanaların 'kültür lahanası' olmadığına mutlaka dikkat etmek gerekir. Futbol topu büyüklüğündeki kültür lahanaları bu amaç için uygun değildir. Doğru olan beyaz lahana, açık alanda (tarlada) yetiştirilen iri lahanalardır. Özellikle en dış yaprakları amaca en uygun olanlardır. Kullanmadan önce dış kabuklarını suyla yıkamak gerekir.
4) Sauna, toksinlerin vücuttan dışarı atılmasında etkilidir. Yetmiş derece santigratta alınan sauna, yağ dokusundaki pestizid ve diğer tür kimyasalların vücuttan terleme yoluyla en iyi atıldığı sıcaklıktır. Sauna banyosunu almadan önce, mutlaka bir hekime danışarak hareket etmek gerekir. Hekime danışmadan sauna banyosu almayınız.
5) Türk hamamları toksin atmada saunalardan çok daha etkilidir. Göbektaşına uzanarak vücudu ısıtmak ve terlemek gerekir. Terleme başladıktan sonra yapılacak masaj ve keseleme yağ dokusundaki toksinlerin harekete geçirilmesinde ve dışarı atılmasında etkin rol oynayacaktır. Türk hamamlarını toksin atıcı olarak kullanmak için bir ayda haftada iki kez gitmek yeterli olacaktır.
6) Gerek sauna ve gerekse de hamam banyolarını alırken, mineral içerikli su içmek ve ekstra C-vitamini almak toksinlerin atılmasında destekleyici olacaktır.
7) Vücudu alerjiye karşı dirençli kılmak için iki farklı kür önermekteyim. Bunlardan biri keçiboynuzu (harnup), diğeri ise ısırgan çayı kürüdür. Vücudu alerjiye karşı dirençli kılmak için geliştirdiğim her iki kürün uygulama şekli aşağıda verilmiştir. Aynı anda bu kürlerin uygulanmaması gerektiğini özellikle belirtmek isterim. Bir kürü tamamlayıp diğerine geçerken de bir haftalık ara vermek en doğru olan uygulama ve geçiş şeklidir.
Kür1: Beyaz lahana ve toksin atıcı kür
Beyaz lahananın toksin atıcı özelliğinden istifade edebilmek için, kaynamakta olan yarım litre suda altı-yedi adet beyaz lahana yaprağı parçalamadan (tüm olarak), on dakika ağzı kapalı olarak kısık ateşte haşlanır, sabah ve akşam olmak üzere aç veya tok karnına birer su bardağı içilir. Bu işleme toplam üç kere beş gün devam edilir. Her beş günde üç gün ara verilir. Kısaca:
3 x 5U + 3A
5gün uygula + 3gün ara + 5gün uygula + 3gün ara + 5gün uygula =Toplam 15 günlük kür
Toksin atıcı onbeş günlük kürü, bir yıl boyunca üç veya dört defa yapmak en doğrusudur. Bu kürü uygulamaya başladığınızın ikinci veya üçüncü gününden sonra vücudunuzun yağ atarak terlediğini ve özellikle de yüz kısmınızda yağlı yağlı terlediğinizi görürsünüz. Aynı zamanda dışkıda da belirgin şekilde yağ oranının artığı gözlenebilmektedir. Bu da yağla beraber toksinlerin atıldığını gösterir.
Bu kürü uyguladığınız dönemlerde daha sık banyo veya duş yapmanız sizi hem daha çok rahatlatacak hem de deri gözenekleri açıldığından daha rahat toksinli-yağ atmanıza yardımcı olmuş olacaktır. Unutmayınız ki, toksin atan vücut kendini yeniler.
Not: Kesinlikle onbeş günlük kür için ihtiyacınız olan miktarı tek bir defada hazırlamayınız. Her gün taze olarak hazırlamanız şarttır.
Haftada üç-dört kez içilecek ısırgan çayı veya haşlanmış keçiboynuzu suyu alerjiye karşı vücudu dirençli kılar.
Kür2: Isırgan ve alerjiye karşı direnç kazanmak
Kaynamakta olan 150 ml (bir su bardağı) suya yaklaşık bir tatlı kaşığı ısırgan atınız. Kısık ateşte ağzı kapalı olarak üç dakika kaynatınız ve ılımaya bırakınız. Ilıdıktan sonra mutlaka süzerek bitkileri ayırınız. Aç karnına sabah ve akşam bir çay bardağı içiniz. Aç karnına içtikten en az yirmi dakika sonra yemek yemeye başlanabilir. Bu kür onbeş gün boyunca her gün günde iki kez uygulanır ve sonlandırılır. Yılda iki-üç kez tekrarlanabilir. Isırgan kürü için kurutulmuş veya taze ısırgan kullanılabilir.
Dikkat
Hipoglisemi hastalarının (kan şekeri düşük olanlar veya ani kan şekeri düşüşü yaşayanlar) hekimlerine danışmadan kesinlikle ısırgan kürünü uygulamamalarını, ısırgan çorbası veya salatasını tüketmemelerini öneririm.
Dikkat
Platelet (trombozit) düşüklüğü şikâyeti olanların ısırgan kürünü uygulamamaları gerekir.
Kür3: Harnup ile alerjiye karşı direnç kazanma
Orta büyüklükteki keçiboynuzundan altı-yedi tanesini önce soğuk su altında yıkayınız. Daha sonra bunları küçük küçük (üç-dört cm uzunluğunda) kırarak, kaynamakta olan yarım litreye yakın suyun içerisine atınız. Kısık ateşte yedi-sekiz dakika kaynatınız. Soğuduktan sonra süzerek suyunu cam şişeye doldurunuz.
Her gün sabah kahvaltı arasında ve akşam yemeğinden önce bir çay bardağı içilir. Yaklaşık yarım litre olarak hazırladığınız keçiboynuzunun haşlanmış suyu üç gün buzdolabında bozulmadan korunabilir. Her üç günde bir, taze olarak hazırlamanız gerekecektir. Hiç ara vermeden bir ay uygulayınız. Yılda iki-üç defa tekrarlanabilir.
Kür4: Çekirdekli siyah kuru üzümle alerjiye karşı direnç kazanmak
Alerjiye karşı vücudunuza direnç kazandırmak istiyorsanız, zaman zaman dört-beş gün arka arkaya günde iki kez, aç karnına yirmi-yirmibeş tane siyah kuru üzüm çekirdeğini havanda ezip bekletmeden çiğneyerek tüketiniz. Üzümün çekirdeğini çiğnerken buruk tadını algılamak gerekir. Eğer buruk tadını algılamıyorsanız ya bayat ya da yanlış tür üzümdür.
Not: Hekiminizin verdiği ilaçlar varsa mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Öncelikle, bilmeniz gereken kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır. Bu konuda hekiminizin görüşünü alınız. Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikâyetiniz ne olursa olsun, burada ki bilgilerle kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız.
Kaynak
Guanabana meyvesini hiç araştırdınızmı Kanserde mucize etkileri olan bu meyveyi araştırınız. http://guanabana.web.tr/
YanıtlaSil